GİRİŞ
Rusya’nın, Suriye’ye açıktaki amacı askeri durumun kontrol edilmesi ile siyasi süreç için zemin hazırlanması ve tabi ki de terörle mücadele olan Suriye’ye doğrudan yapmış olduğu askeri müdahalesinin başlangıcı tam iki yılnı geride bıraktı . Ancak gerçek ve ana hedef ise ; Suriye rejimi güçlerini desteklemek ile rejim başı Beşar Esad’ın düşmesini engellemek ve Akdeniz’in doğusunda Rusya’nın ayağını sabitleştirip uluslararası topluma hakimiyet sağlamış olan tek kutupluluğu sona erdirmekti.
Devletin ve devlet kuruluşlarının çökmesini önlemek ve islami terörle mücadele etmek Rusy’nın Suriye’ye doğrudan askeri müdahalesinin bahanesi olarak kaldırdığı slogan idi. Ancak bu nedenler, Rusya için daha önemli diğer sebeplerin bir örtüsü olmuştu. Çünkü iki yıl içerisinde Rus’ların, silahlı mühalefetin kontrolü altında bulanan bölgelerdeki Suriye’nin devlet yapı ve kuruluşlarını tamamen yıkıp yok etmekte ortak olmaları bunun bir kanıtıdır, ayrıca Suriye’de terör başı ve en güçlü direği sayılan (DAİŞ) islam devleti örgütüne karşı ciddi hiçbir operasyonda bulunmamışlardır.
Görünüyor ki Daiş’e karşı savaşmak, Rus askeri kuvvetleri için kayda değer bir anlam taşımamaktadır, çünkü müdahalenin ilk anlarından beri Rus hava saldırılarının hedefi, dertlerin en sonu ve ajendaların kuyruk bölümünde bulanan Daiş değil de Suriyeli muhaliflerin mevkileri olmuştur.
Rus’lar Suriye’ye, elde edebilecekleri askeri kazançlar ile bölgeye empoze edecekleri siyasi vakâlar ve bunun arkasından tahsil edebilecekleri kazançları göz önünde bulundurarak ve Suriye savaşının ne gibi ekonomik fırsatlar yaratabileceğine ağırlıklı olarak odaklanarak, üstelik yeni silahlarını denemek ve zamanı geçmiş ya da süresi bitmek üzere olan eski silahları sarf etmek için ideal bir durum olarak kuulanmak amacıyla girdiler. Ayrıca Amerika birleşik devletletinin onları özellilkle eski alem ile Akdenizin doğusunda vurucu bir güç olarak kabul etmesini ümidediyorlardı, Lakin bu müdahaleye iki yıl geçmesine rağman bu amaçların gerçekleşme olayı henüz şüphe taşımaktadır.
BİR: İKİ YIL SONUCU
İki yıl içerisinde Rus’lar Suriye rejimine İran’lılar dâhil hiç kimsenin veremeyeceği kadar yarar sağladılar ve karşılık olarak da rejim başı onlara kendisini korumak, ıktidarda kalmasını sağlamak ve rejiminin yenilgiye, düşüşe ve çöküşe maruz kalmaması amacıyla rüyalarında bile elede edemeyecekleri ve bölgede daha önce hiçbir rejimin vermeyeceği gibi çok büyük ve riskli imtiyazlar verdi.
Başlangıçta sadece hava kuvvetlerini kullanacağını ve herhangi bir kara kuvvetin kullanılmayacağını söyleyen Rusya, daha sonra kara kuvvetlerinden birlikler gönderdi ve bunların Suriye kuvvetlerine yardımda bulunacak uzman olduklarını dile getirdi. Dolayısıyla Rus’lar iki yıl boyunca vermiş oldukları değişik askeri destekler ile Suriye rejiminin, silahlı muhalefetin kontrolünde bulunan bölgelerin büyük bir kısmını yeniden geri almasına yardimcı olmuşlardır.
Uluslararası düzeyde yasaklanmış silahları büyük yoğunlukla kullanan Rus’lar, aralık 2016 yılında Helep’in doğu semtlerini kontrolüne geçirebilmiş ve bunun üzerine Türkiye’nin güdümü altında imzalanan anlaşma sonrası bir operasyonla silahlı Suriye muhalafet savaşçılarını ve kalan nüfusu şehirden zorunlu olarak göçe zorlamışlardır. Kezâ Suriyenin birçok bölgesinde Suriyenin kuzeyine doğru zorunlu göç operasyonlarına kalkışarak Tedmur ve Suriyenin çöl bölgesinde geniş alanları kontrol altına alabilmişler. Ayrıca 2017 yılının başından beri birçok ülkenin yardımıyla Rusya, Suriyenin değişik şehirlerinde silahlı Suriye muhalefetinin kontrolü altındaki bölgelerde ” çatışmasızlık ” anlaşmaları imzalamıştır.
Uluslararası bazı hukuk örgütleri ile gözlem evleri Ruslaların Suriyede siviller arasında yüksek rakamlarda can kaybına yol açan ve fırınlar, hastaneler ve acil yardım noktaları gibi hassasiyet taşıyan hizmet müesseselerinde meydana gelen büyük yıkım ve hasarlara sebebiyet veren büyük ihlaller yaptıklarını söyledi.
Müdahalenin iki yılı geçmesi münasebetiyle Suriye insan hakları ağının yayınladığı bir rapora göre ; Suriyeye yapılan Rus müdahalesinin başlangıcından bu yana 1417’si çocuk, 868’i kadın olmak üzere 5233’ten fazla sivil öldürülmüş ve bunun yanı sıra 251 katliam olayı işlenmiştir. Raporda ayrıca 109’u câmi, 143′ ü eğtim merkezi ve 119’u sağlık tesisi olmak suretiyle hayati merkezlere 707 saldırı vakâsı düzenlendiği kayıt edilmiştir.
İki yıl boyunca Rus güçleri, çoğu Idlib’de 212 defadan fazla misket mühimmatı, ve çoğu Helep’te olmak üzere 105 defadan fazla yakıcı mühimmat kullndılar. Ağın raporunda ayrıca Rus kuvvetlerinin, %85 oranla yoğunluk olarak silahlı Suriye muhalefetinin kontrolü altındaki bölgelerde büyük mal ve can kaybına neden olan sebepsiz yüzlerce saldırı gerçekleştirdiği yer aldı. Rapor ayrıca ; saldırıların en az sayısı %15 oranla IŞID’in elinde bulunan bölgelere düzenlendiğini ve hatta burada gerçekleşmiş olan saldırılarda bile onlarca sivil yerleşim mevkilerin bombalanma vakâsı tescil edildiğini ve bu bölgelerde sivil halk hakkında katliamlar meydana geldiğini ekledi ve Rus kuvvetlerinin tıbbi kadrudan 8’i kadın 147 kişiyi, sivil savunma kadrosundan 24 kişiyi, medya mensuplarından 16 kişiyi öldürdüğüna dair bir statistik sundu, ve Rus saldırılarının 2.3 milyon kişinin bombardımanlardan firar ederek göçe maruz kalmalarına sebebiyet verdiğini vurguladı.
Bunun karşısında müdahalenin başlamasına iki yıl geçtikten sonra Rus Savunma Bakanlığı, Rus hava kuvvetlerinin yapmış olduğu darbeler sonucu DAİŞ ile ENNUSRA cephesinin ilerlemesine mâni olduğunu, içlerinde Rusya ile eski sovyetleri birliği cumhuriyetlerinden gelen müteşeddit olan binlerce silahlıyı öldürüp veya yaraladığını söyledi. Geçen bu iki yıl münasebetiyle bakanlığın bir raporunda bu müdahale Rusyaya, Suriye topraklarının %87.4’nü DAİŞ elinden geri alıp özgürlüğe kavuşturma imkanı sağladı, harekatın başlamasından bu yana 96828 hedef, 8330 komuta karargahı, 5370 savaşçı topluluğu ve 6770 mühimmat ile yakıt deposunun yok edilmesiyle sonuçlanan 3000’den fazla hava uçuşu esnasında 92000 hava saldrısı düzenlendi.
Ancak Rus Savunma Bakanlığının bu rakamları doğru ve gerçek olsa da, Moskova mermilerinin harab ettiği yüzlerce tesis ve alt yapı nın yıkılmasına neden olmuştur.
Uluslararası hava saldırılarının Suriye, Irak ve Libyada neden olduğu beşeri hasarların gözlemini yapan Airwars örgütünün bir raporuna göre, 2015 yılından beri (isyancıların) kontrol ettiği bölgelere düzenlenen Rus hava bombardımanlarının Suriyede binlerce sivilin ölümünden sorumlu olduğu ve sivil halka karşı düzenlenmiş bu gelişi güzel saldırılar bir savaş suçu teşkil edebileceği yer aldı.
İKİ: RUS TEST SAHASI FARELERİ
Rusya, Suriye’ye yaptığı müdahalede gerçek bir savaş ortamı gölgesinde yeni tür silahları denemekle büyük faydalar elde etmiştir. Kasım 2016’da Hazar Denizi’nden DAİŞ mevkilerine 26 adet (kaliber) tipi füze fırlatmasıyla Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu Hazar Denizi’nde bulunan araçlar üzerinden gerçekleşen bu bombardımanın ilk defa hakiki bir savaş şartlarında gerçeleştiğine işaret etmişti. Rusya (kaliber) füzesini ilk defa kullarak Suriye’nin Rus silah piyasası için bir deneme sahası olduğunu resmen itraf etmiştir. bunun üzerine (oboron expert) fırma başkanı yardımcısı Sergey Gorislavski Suriye’ye yönelik askeri operasyon sayesinde dünya çapında artık Rus silahlarına ilginin yükseliş gösterdiğini vurguladı.
Öte yandan Moskova’da karar üretim dairelerine yakın sayılan (Rozvenza) Rus gazetesinin, Rusya’nın Suriye’ye yaptığı doğrudan askeri müdahalenin iki yılı geride bıraktığı münasebetiyle yaptığı bir yorumda , Rus kuvvetlerinin Suriye’deki görevi, yeni Rus çağının en büyük görevi olduğunu ve Rus ordusunun savaş gücünü ölçmek için önemli bir fırsat ile bir nevi hakiki bir test olduğunu ve savaş şartlarında Rusya’nın en modern silahlarını kulknmasına izin verdiğini söyledi. Ayrıca Suriye’ye göndermiş olduğu asker sayısını daha önce doksanlı yıllarda Tacikistan ve 2008 yılında Güney Ositiya’daki savaşlarla kıaşlanmayacağına işaret etti.
Kezâ bir yayınında Rus Savunma Bakanlığı, Suriye’ye yapılan askeri girişimin yaklaşık tüm askeri pilotların savaşa hazırlıklı olduklarına dair vakıf olmayı sağladığını ve hava kuvvetleri mensuplarının %90’nı Suriye’de savaş tecrübesi kazandığına dair itirafta bulundu.
Yine harekatın iki yılı aşması münasebetiyle Rus haber ajansı (sputnik’in) bir raporunda; Rusya’nın Suriye’de en yeni silahlarını ” test ettiği ” yer aldı . Ajans Rusya’nın 162 tür gelişmiş ve yeni silah denediğine dair bir statistik sundu.
Rapora göre Rusya’nın ; SU24- M bombardıman uçağı, SU25- M saldırı uçağı, SU35- S uçakları, SU27- M3K uçağı, havadan havaya orta menzilli en modern füzeleri, (ŞTORM) BTR-80 tank savar füzeleri, (FİHER) tank savar sistemi, havadan karaya X25- M ile L29-T tip füzeleri , KAP- L500 ve KAP 500 KR bombaları, BETAB 500 bombası, kanatlı X101K füzeleri, (M1- 8, M1-24, M1-28 ve Ka -25) tip helikobterleri, S300 ve S400 füzeleri ve telsiz iletişim kanallarıyla bilgileri koruma için kullanılan SVET-KU elektronik sistemi denediği bildirildi.
Silahları test etme aşaması dünya silah piyasası için özellikle bu silahlar gerçek ve hakiki bir savaş ortamında kullanıldığından dolayı bu ürünleri dünya piyasalarında en iyi şekilde pazarlamak amacıyla oldukça önemli bir mesele sayılmaktadır. çünkü Rusya bu amaç için Suriye’yi en uygun ve en ucuz bir alan görmektedir, ve bundan dolayı da gerçekleştirmiş olduğu operasyonlarda Suriye’li sivillerle (bir test faresinden başka bir şey olmadıkları şeklinde) davranmaktadır.
Birçok rapora göre son istatistikler, Rus silahlarına olan taleplerin önemli bir artış gösterdiğini kayıt etmiş, 1992 yılından beri en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Sadece geçen yılda 26 milyar dolar değerinde silah ihracı konulu sözleşmerin imzalandığı kaydedilmiştir.
Rus medya araçlarının değerlendirmesine göre geçen yılın Ç3’ne kadar Moskova, Suriye’deki operasyonlarına yönelik yaklaşık yarım milyar dolar para harcamış, bunun karşılığında elde ettiği reklamlar ona 6-7 milyar dolar civarında kâr sağlamıştır.
İlan edilen Rus devleti projesi silahlı kuvvetlerin modernize edilmesini öngörüyor ve 2020 yılına kadar askeri ekipmanın yüzde 70’nin yenilenmesini gerektiriyor. bundan dolayı modern silah dünyasında eski silahların artık bir anlamı kalmadığı için onlardan vazgeçip birçok sahada teste tabi olan yeni silahların kullanıma konulması icab ediyor.
ÜÇ: SABİT ÜSLER İLE KALICI ASKERİYE YAPILARI
Suriye rejiminin her şeyin kontrolünü Rusya’ya teslim edip onunla tek taraflı anlaşmalara benzeyen (bunlardan ilan edilip açığa çıkanlar, Ak Deniz’de her ikisi de elli yıllık ve otomatikmen yenilenmek suretiyle birisi Lazkiye’de bulunan Himeymim havaalanında bir hava üssü, diğeri ise Tartus şehrinde bir deniz üssü olmak üzere iki askeri üs inşa edilmesi için imzalanan anlaşma gibi) anlaşmalar kurarak takdim etmiş olduğu büyük imtiyazlar sonucu iki yıl içerisinde Rusya; önemli askeri, stratejik ve ekonomik semereler elde edebilmiştir.
Sonuç olarak, Rusya bu iki yıl içerisinde hava kara ve deniz olmak üzere birçok askeri üs kurmuş ve Kasım 2015 yılında Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, Rus hava silahının jet ve helikopterlerinin ana üssü sayılan Himeymim hava üssüne Rus hava kuvvetlerinin sınırsız bir süre için neşredilmesiyle ilgili Şam ile Moskova arasında imzalanan anlaşmayı onaylamıştır. karadan havaya fırlatılan (S300) füzeleri ile takviye edilen Himeymim üssü, Rusya’nın terör örgütletini hedef aldığını söylediği muhalif Suriye birliklerine karşı düzenldiği binlerce hava saldırısının başlangıç merkezi olmuştur. Ancak yerel ve uluslararası hukuk kuruluşları, sivil halk saflarına vuku olan onlarca katliâmın sorumluluğunu Rus güçlerine yüklemiştir. Vladimir Putin 23 Aralık 2016’da da Rus savaş gemilerinin ihtiyaçlarını temin etmek maksadıyla Suriye’nin batısında bulunan Tartus şehrindeki (Esasen Rus gemilerinin bakımı ve ikmali için askeri tesisleri bulunduğu) Rus deniz üssünü genişletmek amacıyla Rusya- Suriye arasında bir anlaşmaının imzalanmasını öngören bir başkanlık (emri) kararı imzalamıştır. Rusya ondan önce de 3 Aralık 2015’te kendisine bir askeri üs edinmek için Humus şehrindeki Eşşuayrat havaalanının teçhizatına başladığını ilan etmişti. yine Kasım 2015’te (S400) füze sistemini Suriye’de çalıştıracağını ve Ekim 2016’da da Tartus şehrinde (S300) tipi hava savunma sistemini neşredeceğini duyurmuştu.
Bütün bu anlaşmaların ardından Rusya Esad’dan çok büyük imtiyazlar elde etmiştir. Bu anlaşmalar gereği Rus güçlerinin konuşlandığı yerlere Suriye otoritelerinin ne şimdi ne de gelecekte girmesine izin verilmeyecek, Rus askerleri Suriye kanunlarına tabi tutulmayacak ve Rusya’dan ihzar edilen kargolara Suriye gümrüğü tarafından herhangi bir teftiş uygulanmayacaktır.
Ancak Rusya’nın Suriye’deki askeri operasyonun sadece uç ay bir süre için olacağını tahmin etmesine rağmen, yıkıcı muhltelif Rus silahlarıyla binlerce Suriye’li sivilin ölümüne neden olan uzun vadeli bu anlaşmalar neticesinde Rusların bu ülkede bulunması yarı daim bir hâle dünüştü.
Ama diğer taraftan da Moskova, Esad’ı düşüşten kurtarmakta üllkesinin en büyük yardımının olduğuna değinen Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un itirafına göre, Esad’ı muhakkak bir hezimetten kurtarabilmiş , güç ve kontrolü kendi nefsine almaya izin vermiş, Esad’ın kaddri ile görüşmeler sürecini şantaj mantığına tabi tutmuştur. Bilindiği gibi aynı sebepler için kararları birkaç kere veto etmiş ve siyasi durumu, Şam’daki askeri kararları kontrol edecek kadar kuşatabilmiştir. Çünkü artk Moskova hitabında sahada zafer elde eden ve siyasi alanda baskıları ile şartlarını empoze etme hakkı bulunan işgalci güç mantığı oluşmaya başlamıştır.
DÖRT: MÜDAHALE VE TARAFLARIN TUTUMU
Rusya, Suriye’ye yönelik yapmış olduğu doğrudan askeri harekatı, Rusya Federasyonu Federal Meclisinin onayını alması sonrası 30 Eylül 2015 yılında başlatmıştır, ve o günden beri sahadaki denklemler önemli şekilde tamamen deilştir, çünkü Suriye’deki savaş ve çatışmaların etkili bir tarafı olarak, hem müzakerelerde aracı hem de Suriye rejimi yerine ittifaklar ile ateşkes anlaşmaları imzalayarak rejimin temsilcisi olmuştur.
Putin, Suriye devriminin başından beri Esad’a silah desteği vererek onun hep yayında durup Güvenlik Konseyi’nde onu korumuş ve iktisadi destekte bulunmuştur. Böylece Rusya’nın ileriye dönük Suriye’deki askeri varlığını Suriye rejimi ile yapmış olduğu askeri anlaşmalar gereğinve en az kırk dokuz yıl daha garantiye almıştır. Rusya’nın eski Sovyetler Birliği döneminden bu güne kadar dışarıda bulunan en büyük askeri varlığı sayılıp Rusya’ya Ortadoğu’da yarı kalıcı bir nüfuz ve hegemonya sağlamıştır.
İki yıl içerisinde Türkiye – Rusya ilişkilerinin denklemi Türkiye’nin Kasım 2015’te Suriye semalarında bir Rus savaş jetini düşürmesiyle değişti, ancak iki ülke arasında gerçekleşen özel uzmaşlar sonucu ilişkiler düşmanlıktan birçok alanda (özellikle Suriye savaş sahasında) ortaklık ve işbirliğine dünüştü, ve İran’la birlikte bu yılın başında uygulanması öngörülen Suriye’nin dört bölgesinde ” gerginliği azaltmak ya da çatışmasızlık ” sisteminin güdümünü yaptılar.
Rusya’nın Suriye’ye yönelik kalkıştığı askeri harekat Suriye muhalefeti için hiç de mutluluk kaynağı olan bir eylem olmamıştır. çünkü devrimin patlak verdiği günden doğrudan askeri müdahaleye kadar dönemde muhalefetin Rusya ile olan tecrübesi ; müdahalenin rejime daha fazla destek verip muhalefete istihfaf edeceğini ve rejimin devrim ile savaş sırasında sebebiyet verdiği ölüm ve yıkımı önemsemediğini önceden gösteten acı bir tecrübeydi, bu nedenle muhalefet Rusya’yı askeri harekatın ilk günlerinden beri bir ihtilal gücü olarak görüyordu.
Rusya, Halep savaşı sonrası hava korumasının araziye kontrol etmek için yetersiz olduğun fark edip kara harekatı için, rejim ile müttefiklerine özellikle İran ve Hizbullaha güvenmediğinden dolayı Rus inzibatı bayrağı altında askeri uzman ile özel harekat güçlerini ve Rus Savunma Bakanlığı ile sözleşmeli paralı (Wagner) firması unsurlarını göndermeye zorlandı. Ancak siyasi sürecin harekete geçirilmesi ümidiyle muhalefet ; Rusya’nın güdümü altında Astana’da rejimle müzakere masasına oturmaya mecbur kalmıştır.
Amerika Birleşik Devletleri ise kendi açısından iki yönetim ile başkan arasında başkanlık adaylarını dış meselerden çok iç sorunlarla ilgilenmeye iten milli güvenliğe dokunmadığı müddetçe bütün girişimler ile askeri dış etkinlikleri ( minimum limitte) askıya alan gergin bir dönem geçiriyordu. zaten eski Başkan Barak Obama’nın Suriye rejiminden kimyasal silahları çekme anlaşmasından elde ettiği kazanç sonrasi şiddetli Suriye savaşındaki dilemmaya girişme rağbeti aslen yoktu. Ayrıca yeni Başkan Trump için de Suriye savaşının hiç bir manası olmadığı çünkü tek derdi sadece (İslami) tetörele mücadele edip terör örgütü DAİŞ’i yok etmekti. Bu nedenle de Rusya’nın Suriye’deki rolüne teslimiyet göstermiştir.
Rusya’nın Suriye’ye yönelik doğrudan askeri müdahalesine Amerikanlar hiç bir itiraz göstermemiş, Amerika’nın bu onayının alametleri ; Suriye meselesinin çözümü ile ilgili 3 Ocak 2016 yılında Cenevre’ye taşıyan 2254 sayılı uluslararası karar ile Viyana 1 ve Viyana 2 görüşme duraklarındaki anlaşmalara doğru teveccüh etmesi ya da daha doğrusu denge ve nüfuzların paylaşma belirtilerindeydi. Amerika Birleşik devletleri ayrıca, Suriye’nin Amerika için stratejik bir önem taşımadığı ve Esad’ın iktidarda kalması ona bir savaş açmadan daha ucuza geleceği için , kezâ Çin ile İran’ın Amerikan bakış açısına göre büyük tehlike teşkil ettikleri itibariyle onlardan uzak durmasına karşılık olarak dolaylı şekilde ona ” Suriye’de verilecek bir ödülle ” cezbetmeye çalışmıştır. Dolayısıyla, Washington Suriye’nin büyük bir bölümünün Rus nüfuzu altında olmasına karşı gelmediğine dair geniş kapsamda bir inanç yaratılmış durumda, ve ayrıca iki ülke arasında tam bir uzlaşma ile koordinasyon kurulmamasına rağmen Rusya’nın Suriye’de hareketi, Amerika çatısı altında kalmış ve böyle de kalacaktır.
Suriye muhalefetini değişik vesilelerle güçle destekleyen körfez ülkeleri ise, kendi aralarındaki ilşki gerginliği ve müttefikleri Amerikanın onları yüzüstü bırakması nedeniyle olaylar tamamen ellerinden çıkmış durumda olup askeri olarak emreden ve yasaklayan Rusya’nın eline geçmiştir. bundan dolayı Suriye sorununa ilişkin bazı stratejilerinde değişiklikler yapmayı düşünmeye başladılar.
Kezâ Ürdün kendi kuzey sınırlarının güvenliğini garantiye almak ve Suriye’nin güneyinde ateşkes anlaşmasını ihya etmek amacıyla Washington ve Moskova ile olan güçlü ilişkilerini istismar edebilmiştir. Kuzey kara sınrların güvenliği, Ürdün’ün görünen emed içinde ümit ettiği en büyük hedeftir.
Yıldızı bazen parlayan bazen düşen İran’ı ise Ruslar, Astana müzakerelerinde ve ateşkes anlaşmalarında garantör ve arabulucu olarak ortak ederek razı etmeye çalışırken aynı zamanda da İran’ın gücünü küçültmeye ve onun Suriye’ye askeri ve siyasi yayılmasının önünü kesmeye çalışmaktadır, ancak bu yasaklama henüz İran’ın Suriye’deki rölünün Rusya tarafından kesin olarak rağbet edilmediğini kanıtlayacak sabit gerçeklere değil sadece bazı alametlere dayanmaktadır .
BEŞ: TAMAMLANMAYAN HEDEFLER
Kendilerini Amerika’nın karşısında ikinci bir kutup olduğunu empoze etmek için Ruslar 4 Ekim 2011’de ilk defa Suriye rejimin kınayacak bir kararı veto etti, ve ardından dökülen teibih taneleri gibi Rusların (Suriye’de bulunan muhtaçlara yardım ulaştırma konulu olasa bile) Suriye rejimini kınayabikecek her karara karşı veto kullanması bir alışkanlık haline gelmiştir.
Devrimin başlaması sonrası Rusların Suriye’deki ikinci durağı, 2118 sayılı uluslararası karar ile 2016 yılında sıtını döndüğü Cenevre 1’e ve diğer Cenevre müzakerelerine götüren 14 Eylül 2013 yılında ” kimyasal silahları çekme ” anlaşmasının güdümünü yapmak olmuştu. Ocak 2017 ise askeri sürece paralel olarak siyasi sürece özendirme yapmaya başlamış ve netice olarak Astana’da altı turluk bir müzakere gerçekleştirip Türkiye ve İranla birlikte (İslam devleti örgütünün) kontrol ettiği bölgeleri kapsamamak surette ” gerginliği azaltma bölgeleri ” adı verilen anlaşmaya vardılar. Buna rağmen bu bölgeler, Rusya ve rejim uçaklarının saldırısından sâlim olmadığı gibi, rejime bağlı kara kuvvetleri ile İran’a bağlı milislerin saldırısından da kurtlmamıştır. Dolayısıyla dünyaca kullanılması yasaklanan misket ve fosfor bombaları kullanması sebebiyle Rusya, savaş suçları işlemiş olarak yerel ve uluslararası hukuk kuruluşları tarafından kınanmış durumda bulunuyor.
Rusya’yı endişelendirebikecek husus ise Amerika’nın Suriye’de ceryan edenlere karşı ilgisiz tutumunun kısa ve uzun vadelerde olduğu gibi kalmayacağı ve askerleri ile subayları ve pilotları arasında meydana gelecek muhtemel büyük can kaybına uğramaları inancıdır. çünkü açıklanmış ölü sayısının sadece 30 Rus askeri olduğu söylenirken ” Reuters ” bu rakamın dört misli olduğunu tahmin ediyor. Ama Suriye’deki durum böyle devam ettiği müddetçe ve uygulanabilecek siyasi bir çözüm olmadıkça bu konu gerçekleşebilir.
Rusya, arazideki saha koşullarının değiştiği bahanesiyle Cenevre1 beyannamesinden sıyrılmaya çaba sarf ediyor, fakat bu beyannamenin bölgesel ve avrupalı ve uluslararası dengelere dayanmasından dolayı temelden reddedip fesh edemeyecek ve yükümlülüğnü taşımsya devam edecektir.
Rusya’nın çoğu hedefi henüz tamamlanmamıştır, rejimin direnişli olduğu… ama tehlikeyi henüz atlatamadığı ve gittikçe de gücünün yıprandığı görünüyor. Rusya, özellikle İran politikasının dönek olması ve şartlara göre değişmesinden dolayı onun müdahalesine bir kısıtlama yapamamış, aksine İran artık araziye askeri kontrol aşamasından iktisadi kontrol durumuna geçip Suriye toplumu dokusuna yayılma aşamasına intikal etmiştir.
Üstelik Moskova’nın yeni bir ” Afganistan batağında ” boğulması muhtemel bir konudur, ve bunun alametleri daha önce ; Suriye’de Rus ölülerin sadece özel (wagner) güvenlik firması personellerinden olurken, özellikle Amerika Birleşik Devletleri tarafından ona dolaysız şekilde bir tuzak kurulup Rus askerleri arasında ölü sayısının artmasıyla, ortaya çıkmıştı.
Rusya, Suriye savaşı gibi dolaşık bir savaşı yönetecek askeri güce belkide sahip olabilir ama Suriye muhalefeti açısından, buradaki dolaysız hedeflerini gerçekleşmeye kabiliyetli kılacak uygun planlaradan yoksun durumdadır ! Ayrıca, Suriye halkının dostluğunu kaybedip de dünyaca kabul görünmeyen Suriye rejimin safında durması, hem kendi hem Suriye halkının çıkarlarını gerçekleştirebilecek uzun vadeli barış stratejileri çizmek için siyasi yetiye sahip olmadığını bariz bir şekilde ortaya çıkarttı.
Geride, Kremlin’in derin ve güçlü bir ortaklık kurması amacıyla peşine düştüğü, Ortadğu’nun önemli ve etkin enklemlerinden biri sayılan “İsrail ” kalır. Ama bu ortaklık ne kadar derin olsa da, İsrail ile Amerika arasındaki kökleşmiş ortaklığın yanında çok küçük bir parça kalır.
Ruslar, Türkiye ile Suudi Arabistan’la olan ilişkilerinden fayda çıkardıklarını iddia ediyorlar, ancak bu çıkarları ; Suriye’ye askeri müdahale etmeksizin… Acılar, yüksek maliyet ve savaş olmadan gerçekleştirebilirler idi !
Şimdi Moskova şimdi hem ıktidara hem de muhalefete sözünün geçtiğini söyleyebilir fakat bu iddialar hiç de doğru değildir, zira Türkiye ile Suudi Arabistan’la oluşan yakınlığın getirdiği tesire (etkiye) rağman, Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Kualisyonu ile Müzakereler Yüksek Komisyonu başta olmak üzere Suriyeli siyasi muhalefet, Moskova ile uzlaşmamakata olup onunla hiçbir koordinasyon kurmamaktadır. diğer taraftan Astana müzakerelerine katılmış olan askeri birlikler her an durumu bozabilirler ve devirirler, çünkü bu birliklerin başında olan emirlerinin çoğunun gelecek tertibat ve uzlaşmalarda elde edecekleri payı garantiye almaktan başka bir dertleri bulunmamaktadır.
Askeri zaferin tek başına uzun vadeli bir istikrara götürmeceğini, er ya da geç başta rejim olmak üzere tüm tarafların büyük imtiyazlar takdim edeceği siyasi müzakerelere bağlınması gerektiğinin bilinci giderek artarken, uluslararası ve bölgesel uzlaşmalar, Suriye sorununun çözüm ölçünlerinde Rusya’yı vasati bir tutu izlemesine zorlayabilir.
Öye yandan, ekonomik ve teknolojik açıdan Rusya’nın her ortaya çlıkan tonlarca mühimmat kullanmaya devam etme kudretinin olmadığı göz önüne alınmalıdır. hem maliyetli hem teknik yönden kör cephaneye benzer kılacak kusuru ortaya çıkan bu mühimmatlar çok sayıda kurbanın düşmesine neden olmuştur. ve kendi müttefikleri arasında zayiat vermeye neden olabilir. Bu konuda ; Moskova’da bulunan teknolojik ve stratejik analiz merkezi müdürü Raslan Bohof’un söylediğine göre : Suriye’deki operasyon, başta mobil hedeflerw isabet etmekte zayıflık ve bombardıman sonucu kurban sayısın artması olmak üzere Rus silahları ile savaş yöntemlerinde kusur ve eksiklik izhar etmiştir. Rusya ayrıca, mobil hedeflerin isabeti için zincirleme üretimide mühimmatın daima mevcut olmadığı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.
ALTI: SONUÇ
Rusya’nın Suriye’yi işgal etmesi ve burada büyük ateş gücü kullanması tecrübesinden iki yıl sonra Esad’ın rolünü ihya etme konusunda Rusya’nın başarılı olacağı şüphe taşıyan bir konu kalıp mantık, tarih ve gerçeklerle uzlaşmayacak hesaplar çemberinde kalacaktır… Rusların mutlaka şuna dikkat etmeleri gerekmektedir ” Sovyetler Birliğinin bütün gücü ve azemeti ile kuruluşundan yetmiş yıl sonra çökşü meydana geldiyse, bölgede bir sömürü haline dönüşen Suriye’deki varlıkları (özellikle de Suriye rejimi ile İran gibi kolayca onlara sırtını dönmeye, komplolar kurmaya ve herhangi bir analşma veya uzlaşmaya darbe yapmaya hazır vaziyette olan ortakların ve Suriye’yi harabeye dönüştürdüğü ve uzun yıllara kadar Ortadoğu’daki önemini yok ettiği rejimin yaratmış olduğu savaştan zarara uğrayan milyonlarca insanın varlığında) onlara hayat iksiri vermeyecektir !